The Hate U Give (Sessiz Kalma!) – Angie Thomas

Özgürlükler ülkesi (!) Amerika’daki siyahi ırk karşıtlığını, beyaz adam dışındaki canların ne kadar kıymetsiz olduğunu, kimsenin önünde eğilip bükülmeden, dobra bir şekilde dosdoğru hikayeleştiren bir kitap The Hate U Give. Gerçekleri anlatırken başı o kadar dik ki kitabın, sonu dahi bundan etkileniyor. Kitabın yazılma hikayesi, Angie Thomas’ın daha küçük yaşlarda öğrendiği Emmett Louis Till vakası karşısında sarsılması ile başlıyor. Korkunç bir cinayet sonucunda tanınmaz hale gelen Emmett’in yaşadığı olayı uzun bir süre kabul etmek istemiyor yazar. Daha sonra yaşanan birçok olayın yanında Oscar Grant vakası ve kişisel tecrübeleri, kitap için son pimi çekmiş oluyor.

My son loved working in the neighborhood,” One-Fifteen’s father claims. “He always wanted to make a difference in the lives there.

Funny. Slave masters thought they were making a difference in black people’s lives too. Saving them from their “wild African ways.” Same shit, different century. I wish people like them would stop thinking that people like we need saving

The Hate U Give

Karakterlerin duygusal gelişimi, olay örgüsü muazzam işlenmiş kitapta. İlk yüz sayfada tempo yavaş ilerlerken ilerleyen sayfalarda tansiyon artarak ilerliyor. Bir süre sonra, sakin bir günü okurken dahi işlerin karışacağını anlıyorsunuz. Yazar bana bunu şöyle hissettirmişti; tansiyon aniden düştü ve bu duruma yaklaşık bir 10 sayfa boyunca alıştım derken, başımın arkasında aniden hayali bir silah belirdi ve tetiği çekti: ‘Baaammm…’. Okuyucuya bunu hissettirmek bence büyük bir başarı.

“I feel like shit right now. I can’t believe I let Hailey say that. Or has she always joked like that? Did I always laugh because I thought I had to?

That’s the problem. We let people say stuff, and they say it so much that it becomes okay to them and normal for us. What’s the point of having a voice if you’re gonna be silent in those moments you shouldn’t be?”

The Hate U Give

Okuyucu kitlesi olarak kitap, daha çok genç (teenager) kitleyi hedef alıyor ancak bir yetişkin olarak ‘Bu çocuk işi.’ hissiyatı yaşamıyorsunuz. Çok beğendim, üzerine daha çok şey yazılabilecek bir kitap ama zaten aşırı hassas olduğum bir konuda yazılmış kitabı okurken, ruhsal olarak kendimi iyice yıpranmış hissettiğimden, incelemeyi uzatamıyorum. Bir de üzerine Emmet Louis vakası ile Oscar Grant vakasını araştırdım. Ruhsal olarak aşırı üzgün ve yıpranmış hissediyorum. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

Brave doesn’t mean you’re not scared. It means you go on even though you’re scared.

The Hate U Give

Yorum bırakın